3. haftanın Konya’daki açılışı, maçın
öne çıkan oyuncularından Ali Çamdalı’nın golüyle başladı. Konyaspor, Itandje’nin
de mükemmel performansıyla bu üstünlüğünü 78. dakikaya kadar sürdürse de,
Kasımpaşa, maç boyunca kendi futbolunu oynamaya çalışmanın ödülünü son on
dakikada attığı 2 golle, 3 puan olarak aldı.
Haftanın en sıkıcı ve tek golsüz maçı
Eskişehir’de oynandı. Erkan’ın sakatlığı sebebiyle haftayı idmansız geçirmesi oyununa
da yansıyınca, Eskişehirspor'un yaratıcılık problemi ortaya çıktı. Tek oyuncuya
bu kadar bağımlı olmak onun eksikliğinde ya da iyi markaj edildiğinde sorunlara
yol açacaktır. Kulübedeki yerine geri dönen Terim’in aklında milli takım
mesaisi olacak ki, beraberliğe razı şekilde oynayan takımına alıştığımız
şekilde müdahale etmedi. Eskişehir’de oynanan iki maç sonunda hala direnişin
sesini duyamamış olmak, canını o şehirde bırakan Ali İsmail Korkmaz’ın anısına,
en az faillerinin yakalan(a)maması kadar büyük saygısızlıktır.
Haftanın sürprizini Elazığspor yaptı. Ivesa’nın
cezalı olması sebebiyle kalede olan Zülküf’ün üstün performansı da onlar adına
sevindirici. İlk yarıyı 3-0 geride kapatmasına rağmen ikinci yarıda elinden
geleni yapan ve maçı çevirmeye yetecek kadar pozisyon da üreten Kayseri,
yenilse de alkışlanmayı hak etti. Medical Park Antalyaspor – Bursaspor
mücadelesinden konuk takım zor da olsa 3 puan çıkarmayı başardı. Milan Baros’un
ilk golünü atmasına ve iyi performans sergilemesine rağmen, Samet Aybaba,
Daum’un aksine, bolca sorunla beraber lig arasına giriyor.
Avrupa bilmecesinin olumsuz da olsa
çözülmüş olması ve/veya nihayet Holmen’in lisansının çıkartılması Fenerbahçe’ye
hareket getirmiş. Sivasspor’u keyif veren maçın ardından 5-2 yendiler. İki
hatalı gol yiyen Volkan'ın kulübede iki maçta iki penaltı kurtaran alternatifi
olduğunu unutmaması gerekir. Eski takımından ağır darbe alan Roberto Carlos’un
ilk üç haftanın ardından oyunu güzelleştirerek oynayan takımını da tebik etmek
gerek.
Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan stadında
oynanması beklenen Beşiktaş – Gaziantepspor maçı, Çarşı'nın direnişe sahip
çıkmaya devam etmesinden mi, yoksa Beşiktaşlıların Olimpiyat stadına beklenenin
üstünde ilgi göstermesinden mi bilinmez, yine ıssızlığın ortasında oynandı. Yıldırım
Demirören başta olmak üzere, yıllarca çeşitli çileler çekmiş Beşiktaş
taraftarları için, Olimpiyat Stadına gidip gelmek çile değil sanki eğlence...
“Sosyalist” bir takım yarattığını söyleyen Biliç’in aralarında sınıf ayrımı
olmayan oyuncuları üçte üç yaptılar. Ancak Bursa ve Galatasaray maçları, ilk
öğrendiği üç Türkçe kelimeden biri "sol bek" olan Biliç için, ilk üç
maç kadar kolay olmayacaktır. Beşiktaş kalesine gelmeyi dahi başaramayan
Gaziantepspor ise verilen araya en çok ihtiyacı olan takımlardan.
Karabük ve Gençlerbirliği arasındaki
mücadelenin golsüz bitecek gibi gözüktüğü anda gelen tartışmalı penaltı kararı,
ev sahibi takımın hanesine 3 puan yazılmasını sağladı. Maçın sonlarında
öfkesine hakim olamayan Metin Diyadin, haklı da olsa Gençlerbirliği gibi
centilmenlik abidesi takımın teknik direktörü olduğunu unutmamalı.
İki çaylak takımın mücadelesinde, Rıza Çalımbay’ın
öğrencileri, Kayseri Erciyes’e puan kaptırmadılar. Bu sezon ikinci golünü atan
Vleminckx, iki sarı kart görerek oyun dışı kaldı. Süleyman Abay’ın gösterdiği
iki sarı kartın da yanlış olması, Kayseri Erciyes’in gelecek maçı Vleminckx’den
yoksun oynamak zorunda olduğu gerçeğini değiştirmeyecek.
Hamza Hamzaoğlu, dar kadrolu Akhisar’la
harikalar yaratmaya devam ediyor. Disiplinli ve mütevazı takımı, bu hafta
Trabzonspor'u 3-0 yenmeyi başardı. İkinci golü yedikten sonra tamamen oyun
disiplininden kopan Trabzonspor’un mevcut sorunları bu mağlubiyetin ardından
büyüyebilir. Ancak Avrupa Ligi'nde alınacak sürpriz ve güzel galibiyetler,
ligdeki istikrarsızlığı telafi edecektir.
Milli takımın başına Fatih terim’in
getirilmesinin Demirören’den çok daha yukarılardaki beyefendinin kararı olduğu
söyleniyor. Kayseri’deki milli maçta direnişin sesini yukarılara duyurabilmek
dileğiyle ligimize kısa ara veriyoruz.
4 Eylül Çarşamba 2013, soL Gazetesi (3.Hafta)