22 Nisan 2011 Cuma

Yalnızlık Paylaşılmaz

Sezonun başlaması ve hanımın boşanmak istediğini beyan etmesi aynı zamanlara denk geldi. Tam da takımımın tüm maçları televizyondan izleyebileceğim bir sezonun hayalini kurarken hayatımın tadı tuzu bir anda gitti. Ne yemeğin, ne içkinin, ne sigaranın, ne de futbolun tadı kalmadı. Koca bir sezon geçti şuraya bir yazı eklemeyi geçtim adam gibi bir maç bile izleyemedim. Evimde rahat rahat tüm maçları izleyeceğim diye sevinirken evsiz kaldım. Hayatımdaki sorunları teker teker çözmeye karar verip bunları başardığımı görerek yeniden hayatı sevmeye başlamışken, her şeyden nefret etmeme yetecek kadar malzemem oldu bir anda elimde. İçine düştüğüm şeyin ne olduğunu ve bana neler yaptığını anlatabilecek kelimelerle henüz tanışmadım. o yüzden uzatmayacağım.


Bu hafta Trabzonspor maçını izlemek için herşeyi organize ettim. Cuma akşamımı boşalttım. Belki de ilk kez keyifle bir maç izlemek için hazırlık yapıyor ve hayatla yeniden barış imzalamak için müzakerelere başlıyordum ki dün müstakbel eski eşim yaptı gene yapacağını. 16 Mayıs 2011 tarihinde resmi olarak boşanacakmışız. Ben daha neden ayrıldığımızı anlayamadan birden geldiğimiz noktaya bak. Ne maçı, ne futbolu, ne lig dördüncülüğü? Umurumda değil. UEFA’ya gitsek ne olacak? Yalnızım ve yalnızlık gerçekten paylaşılmıyormuş…