TFF
ve Milli Eğitim Bakanlığı 2006 yılında 81 ilden 100 kıdemli öğretmen seçerek
onlara 10 günlük Grassroots - Football For Everyone (Herkes İçin Futbol)
semineri veriyor. Rahmetli Gündüz Tekin Onay ve beraberindeki akademisyenler,
futbolumuzun önemli aktörlerinden de destek alarak projeyi 100 öğretmene
anlatıyor ve onları birer “Grassroots Lideri” olarak memleketlerine geri
yolluyor. Kimi öğretmenler için Grassroots fikri 10 günle sınırlı kalırken, kendini
eğitime adamış, hayalleri yaşadığı kasabayı epey aşmış beden eğitimi öğretmeni
“Fikret Kadıoğlu” için seminerden sonra da devam ediyor.
Fikret
Kadıoğlu 1962 yılında Artvin Borçka’da dünyaya geliyor. Gençliğinde hem spor
akademisinde okuyor, hem de futbol oynuyor. Yirmili yaşların acemisiyken öğretmenlikle
futbolculuk arasında seçim yapması gerekiyor, çapraz bağlarının kopmasıyla tercihini
zorlanmadan yapıyor ve ilk görev yeri Kayseri’ye gidiyor. Karadeniz’den altı
sene uzak kalıyor. 22 yıldır da Arhavi’de görev yapıyor.
Grassroots
yerine “Geriye Dönüş Projesi” demeyi tercih ediyor, çünkü futbolun “sokaklarda”
oynandığında ne kadar saf olduğunu biliyor. Sokak aralarında saatlerce topun
peşinden koşmak, uyarılara rağmen terli terli su içmek, takımları “aldım – verdim”
kuralıyla seçmek... Takımlar dengesiz
olmuşsa oyundaki adaleti sağlamak adına birer oyuncu değiştirmek... Hakem olmadığı için hakem aldatmanın, herkes
gerçeği gördüğü için yalan söylemenin anlamsız olduğu futbol. Tek amacın acıkana
kadar topun peşinden koşturmak olduğu yıllara geri dönüş...
Seminerin
ardından memleketinde Arhavi Grassroots – Herkes için Futbol Şenliği yapmak
için kollarını sıvıyor. İlki tek günlük olan şenlikler her yıl büyüyor. Sonuncusu
ise dokuz ayrı kategoride, dokuz ay boyunca her ay bir kategorideki çocukların
katıldığı, ogün için okulların tatil edildiği, kasabadaki 2400 ilköğretim
öğrencisinin 1600’ünün katıldığı bir şenliğe dönüşüyor. Sadece maç yapılmıyor festivalde;
müzik, dans, yemekler, derken çocuklar ve aileleri unutamayacakları deneyim
yaşıyor. 12 yaş altında olan çocukları kızlı erkekli karışık oynatıyor. 12
yaşından sonra fiziksel üstünlük oluştuğu için kızları ve erkekleri ayırıyor.
Kadın futbol ligimizin olduğunu hatta Konak Belediyespor’un geçtiğimiz sene imkânsızlıklar
içinde Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek Final’in kapısından döndüğünü kimse
bilmezken, Fikret Hoca ileride kadın futbolumuzun lokomotifi olacak çocuklara
ilk futbol aşkını aşılıyor. Özel Eğitim Sınıfını ve hatta Anaokulu çocuklarını
bile kapsıyor festival. Tabi onlar için kural yok, hepsi aynı topun peşinden
koşuyorlar. Gol olunca seviniyorlar. Futbolu güzelleştiren golse mühim olan her
gole sevinmek değil mi zaten?
Hocanın
asıl devrimi “Mavi Kart” uygulaması oluyor. “Şiddet şiddeti doğurur, çocukları
sevgiyle büyütmek gerek” diyen Fikret Hoca, bu sebeple Arhavi Grassroots
Şenlikleri’nde bir ilki gerçekleştiriyor. Yaşları 6-14 arasında değişen
çocuklara sarı ya da kırmızı kartla ceza vermek yerine hakeme yardımcı olan, düşeni
yerden kaldıran, oyunun güzelleşmesine katkı sağlayanlara “Mavi Kart”
gösteriliyor; Prof. Dr. Turgay Biçer’in deyimiyle “Denizin Mavisi”... Turnuva sonunda
en çok mavi kart alan ilk üç çocuğa madalya veriliyor.
Fikret
Hoca, aşırı rekabetçi spor ortamının gelişmekte olan çocuklar üzerinde
zararları olduğuna inanıyor. Rekabetten arınmış oyunun yeteneklerin ortaya daha
kolay çıkmasına neden olacağını düşünüyor. Bölge liglerinde 14 yaş altı
gruplarda onun terbiyesini görmüş Arhavili çocukların açık ara üstün olması haksız
olmadığının kanıtı. Arhavili gençlerden ileride sporcu olanlar olursa onların
dürüst ve sportmence yetişmesini istiyor. Çocuklarının iyi sporcu, sporcu olamıyorsa
iyi hakem, iyi yönetici, iyi seyirci ama en nihayetinde iyi insan olması için uğraşıyor.
Aslında bu süreç sadece küçük çocukları değil onların ailelerini ve
öğretmenlerini de eğiten bir süreç oluyor. Yel değirmenlerine karşı kazanmanın
da mümkün olduğunu görüyor ve gösteriyor.
Hocanın
yaptıklarının önemi fark edip takdir edenler ise elbette futbolun bu
topraklardaki yöneticileri olmuyor. Projeyi duyan FIFA, onu “Yılın Grassroot Lideri”
seçiyor. Oslo’da ödülünü alırken sırrının çocukları sevmek olduğunu söylüyorlar.
Diğer eğitimcilere örnek gösterilip “siz de onun gibi çocukları sevin ki
çocuklar da sizi sevsin” cümlesi kulağına tercüme edilince hayalinin peşinden
giderken çektiği dertlerin hepsini unutuveriyor. Memleketine döndüğünde “Fuzuli
işlerle uğraşıyorsun Hocam” diyenlerin, yaptıklarının önemini olmasa bile büyüklüğünü
anlamış olduklarını görmenin gururunu yaşamak dışında hayatı değişmiyor. Bu
yönden şanslı; Anadolu’da kendini eğitime adamış daha nice Fikret Hoca’lar var,
ama onlar seslerini Edirne’nin ötesine duyuramadıkları için hâlâ “fuzuli işler
sorumlusu” durumundalar...
16 Ocak 2014 Perşembe, soL Gazetesi