Bazı
anlar oluyor, günlük yaşantımı kaplayan her şey anlamını
yitiriyor. Pazar akşamı hayatımın en güzel yıllarına ev
sahipliği yapan Ankara’dan gelen haberle işlerimin yoğunluğu,
bu yoğunluk içine itinayla serpiştirdiğim maç izleme seanslarım,
yazmaya başladığımda bana yol gösterecek notlarım anlamını
yitirdi. Memleketin başkentinde 5 ay içinde patlayan 3. bomba...
Bu
hafta “süper” ligimizde neler olduğunu merak edenler için sağ
tarafta puan cetveli, haftanın sonuçları ve gelecek haftanın
programı mevcut. Bu hafta panorama yazısı yazmak içimden
gelmiyor. Anlayışınıza sığınıyorum.
Zira
Gazi Üniversitesi hukuk öğrencisi Can ve aynı bölümde okuyan
kız arkadaşı Başak, artık Can’ın Trabzonspor tutkusu üzerine
tartışamayacaklarsa Trabzon’un Mersin İdman Yurdu’nu
yenmesinin de yenilerek ligin dibine yanaşmasının da önemi
kalmıyor.
Oğlunu
izlemek için Ankara 19 Mayıs Stadyumu’na giden Kemal Bulut’un
Kızılay’da onu evine götürecek otobüsü beklerken hayatından
olduğu bir coğrafyada, Gençlerbirliği - Galatasaray maçının
sonucu kimin umurunda olabilir? Kariyerinin en kötü sezonunu
geçiren Umut’u da onu takımının tek forveti haline getirenleri
de artık eleştiremem ki! İçimden sadece Umut’a sarılmak
geliyor. Yıllardır tanıyormuşçasına sımsıkı sarılıp
acısının birazını almak...
Üzerine
saatlerce konuşulabilecek Eskişehir - Akhisar karşılaşması
artık sadece ODTÜ öğrencisi Berkay’ın izlediği son maç
olması münasebetiyle önem arz ediyor. Sevinç, stres, öfke,
hüzün, umut, umutsuzluk... Yaşama dair birçok hissi kısa ömrünün
son maçını izlerken yaşadı o. Boynu bükük evine dönerken
yakaladı onu ölüm. Çünkü Ankara’da herkes evine Kızılay
üzerinden döner...
Fenerbahçe
- Kayseri maçına dair aklımda kalan sadece Pereira’nın “Umarım
bu olaylar artık bir son bulur. Barış ve huzur gelir. O zaman biz
tekrar futbol konuşabiliriz,” şeklindeki maç sonu açıklaması.
Zaten ne Fener’in şampiyonluğunun ne de Kayseri’nin kümede
kalmasının bir hükmü kaldı...
Rize’ye
giderken aynı uçağa denk geldiğimiz ve tezahüratlarıyla beni
uyutmayan Beşiktaşlı taraftarlara çıkıştığım için de
pişmanım. Ya içlerinden birinin son deplasmanıysa ve benim
yüzümden eksik yaşamışsa...
Bugün
Konya ismini duyunca Gaziantepspor’u da yenerek 3.lük yolunda
rakiplerine fark atan Aykut Kocaman’ın olgun takımı gelmiyor
aklıma. 5 ay önce oynanan Türkiye - İzlanda maçında
kefenlerinde barış yazan insanların anısına yapılan saygı
duruşunu yuhalayan zihniyet geliyor. Ölenlere üzülmek için önce
öldürenin ve ölenin kimliğine bakan zihniyet...
Haftanın
en keyifli karşılaşmasının tarafları Başakşehir ve Osmanlı
bana futbol çağrıştırmıyor artık. AKP ürünü olan bu iki
takım sadece başımıza bu işleri açan iktidarın hırsını,
açgözlülüğünü ve yüzsüzlüğünü hatırlatıyor.
Okul
bahçesinde top oynayan çocukları görünce durup izleyen, izlerken
de gerçek dünyadan koparak toplantılarına geciken bir futbol
aşığıyım. Sivasspor - Kasımpaşa ve Antalyaspor - Bursaspor
maçlarını izlemek için boşalttığım pazartesi gecesini,
yasaklanmış sosyal medya mecralarından ve yabancı televizyon
kanallarından ülkemin kalbinde patlayan bombanın sırrının
peşinde geçirdim. Memleket ortadan ikiye yarılmışken ve o
yarıktan ölümler fışkırırken ne haftalardır sessiz olan
Eto’o’nun attığı goller ne de Sivas’ın lige tutunma çabası
beni cezbedebildi...
“Futbolunuz
batsın!” demek istiyorum; ama biliyorum ki, Kürt halkına devlet
marifetiyle aylardır uygulanan sistematik şiddeti terörle mücadele
diyerek sindirebilen sözde vatanseverlerle, şeref ve namus için
cinayet işlemeye hazır olup AKP iktidarının yolsuzluklarına,
hukuksuzluklarına ses etmeyen insan sürüleriyle, sırf alnı
secdeye değiyor diye ehliyetsiz iş bilmezlere yetki verenlerle ve
onları savunanlarla, devletin tüm istihbarat kapasitesinin bir
kişinin iktidar hırsına zimmetlenmesinin yarattığı güvenlik
zafiyetini görüp ses çıkarmayanlarla birlikte her şeyi unutup
gelecek hafta derbi konuşuyor; sezon sonunda şampiyonluk kutluyor,
Euro 2016’yı sabırsızlıkla bekliyor olacağız. Bizler
birilerinin kirli politikalarının kurbanı olmaya devam ederken
şampiyon Fenerbahçe ya da Beşiktaş değil kötülük olacak.
Eskişehir ya da Kayseri değil insanlığımız küme düşecek…
16.03.2016 BirGün Gazetesi