11 Eylül 2010 Cumartesi

Çok Basit Goller Yedik...

Rıza Çalımbay’ın görevine devam etmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Her zaman istikrardan yanayım ve bu takım küme düşmeye oynar hale gelse bile Rıza Çalımbay ile sezonu tamamlaması gerekir diye düşünüyorum. İlk haftadan beri Rıza Hoca’nın linç edilme sürecini de korkarak takip etmekteyim. Oluşturulan kamuoyu öyle bir noktaya geldi ki Sivas’tan puansız dönülmesi durumunda artık Rıza Çalımbay’ın bir daha kalabak suyu içmesi mümkün olmayacaktır. Umarım Rıza Çalımbay’ın oyuncuları Sivas’tan üç puan ile döner ve umarım ki Rıza Hoca en azından sezon sonuna kadar Eskişehir’de yaşamaya ve kalabak suyu içmeye devam eder.


İstikrardan yanayım ve Rıza Çalımbay’ın arkasındayım ancak bu ondan ve onun oluşturduğu takımdan memnun olduğum anlamı da çıkmasın. Yeni yayın ihalesi sayesinde artık takımımın tüm maçlarını izleyebiliyorum. Galatasaray maçı dışında oynadığımız diğer üç maçı da televizyondan izledim. Aslında ilk iki maçtaki oyundan da tamamen memnuniyetsiz olduğumu söyleyemem. Rıza Çalımbay kendi futbol felsefesinin aksi bir yaklaşımla, oyun merkezini ileri taşıyan, ayağa top oynayan, dikine isabetli paslarla çıkan, kanatları kullanan bir takım yaratma çabası içerisinde gibi gözüküyordu. Ancak muhtemelen takımın üzerinde oluşan baskıdan ötürü Bursaspor maçında sahadaki oyuncular ne henüz beceremedikleri yeni futbol anlayışını ne de geçen sene çok iyi becerdikleri eski futbol anlayışı sahaya yansıtamadılar. Geçen seneki iyi takım savunması yapan, rakiplerini fizik gücü ile üstünlük kuran ancak iş hücuma geldiğinde tek hücum anlayışının uzun boylu forvetlere top şişirmek olan takımı arar hale gelmemizin nedeni ne peki? Bence Rıza Çalımbay kendisi ve takımı için bir futbol devrimi yapmaya kalkıştı. Ancak ne kendisi ne de oyuncular bu devrime henüz hazır değil gibi gözüküyor. Öyle tahmin ediyorum ki ilerleyen haftalarda takımımız en azından galip gelememe stresini atlatana kadar geçen seneye daha çok benzeyen bir takım halini alacaktır. Aslına bakarsanız bunlar teknik konular ve bu konularda Rıza Çalımbay’ı eleştirmek de aslında benim çok da haddime değil. Eskişehirspor forumlarında Rıza Çalımbay hakkında ileri geri yazılar yazan arkadaşların birçoğunun yaşından çok üst düzey futbol kariyeri olan bir adamdan bahsediyoruz neticede...


Takımımızın oynadığı futbol ve onun kalitesi bir tarafa, “basit goller yedik” diye başlayan sürekli mazeret üreten maç sonu açıklamalarına artık dayanamıyorum. Üç yıldır her mağlubiyetten sonra mazeret üreten ve futbolcuları suçlar açıklamalar yapan bir teknik direktör figürü görmek istemiyorum. Üstelik ben basit goller yeme hastalığın ana sorumlusunun futbolculardan ziyade takımı neredeyse üç yıldır çalıştıran teknik direktör olduğunu düşünüyorum. Buna paralel takımın başına geldiğinden beri elliye yakın futbolcu alıp bunların hiç birini satamamış olmak yönetimle beraber paylaşmaları gereken büyük bir başarısızlıktır. Oynamayan oyuncuları hazır tutamıyor olması yine bir başka temel bir problem gibi gözüküyor.


Yine de ben takımımızdan umutluyum. Yeni transfer edilen Diego, İbraimi, Sadygov gibi oyuncuları henüz izlemedik ve takıma nasıl katkı yapacaklarını henüz bilmiyoruz. Öyle umuyorum ki Sivas deplasmanında alınacak bir üç puan ile sezon başı hedeflerimiz yönünde bir çıkışa geçeriz…